3 Ocak 2013 Perşembe

Özge Özpirinçci Yaşlanınca Yalnız Kalma Korkum Var

All dergisine röporat veren Özge Özpirinçci hayatına dair ilginç seyler anlattı..eece Bildiren'in sorularına  çok samimi cevaplar veren özge hanm. tek korkusu yanlız kalma korkusu olduğunu söyledi.Röportajın devamı aşağıda  değiştirilmeden yer almıştır.yorumlarınızla sitemize destek olursanız bizleri çok mutlu edersiniz.

Güzel oyuncu Özge Özpirinçci, yaşlanmaktan korkmadığını ama yaşlanınca yalnız kalma korkusunun olduğunu söylüyor: Kendine bakamayacak duruma gelmek, muhtaç olmak... Bunlar beni endişelendiriyor
Son olarak rol aldığı 'Ağır Roman: Yeni Dünya' dizisi yayından kaldırılan Özge Özpirinçci, şu sıralar 'Kayıp' adlı kısa filmdeki performansıyla dikkat çekiyor. 26 yaşındaki oyuncu, yeni projelerini ALL dergisinden Ece Bildiren'e anlattı...

Birçok dizi yayından kaldırılıyor; ne oluyor bu projelere böyle?
Çok üzücü bir şey. Artık sette çalışanlar, oyuncular, hatta dizinin izleyicileri bile; dizinin yayınlandığı günün ertesi sabahı reytingleri kontrol eder oldu. Ben bile dizinin oyuncusu olarak; projenin biteceğini bir gün önce öğrendim. Hiç beklemiyorduk. Televizyonda çok fazla dizi var. Seyircinin alternatifi çoğalıyor, reytingler azalıyor.

YERLİ DİZİLERE TAHAMMÜLÜM YOK
Yoksa dizilerin dönemi geçiyor mu?

Bilmiyorum ama keşke insanlar sinemaya, tiyatroya gitse, kitap okusa. Keşke böyle sebeplerden ötürü diziler izlenmiyor, bitiyor olsa. O zaman içimiz bu kadar acımaz.

Sizin izleyici olarak bitmesinden korktuğunuz dizi var mı?


Ben genelde yabancı dizi izliyorum. Yerli dizilere süresinden dolayı tahammül edemiyorum. Uzaması için bir sürü dolgu sahnesi oluyor ve kalite sekteye uğruyor. Yabancı dizilerde 'Newsroom' ve 'Lost'u çok kendimi kaptırarak izliyordum, ikisini de bir anda bitirdiler. Çok üzüldüm.

ÇOCUKKEN SİLAHLARLA OYNARDIM
Çocukluğunuzda ne tip eğilimleriniz vardı?

Sokakta geçirdim çocukluğumu. Sürekli oyun peşindeydim. Hatırlıyorum; arkadaşlarım "Ben Boğaziçi Üniversitesi'ne gireceğim" dediklerinde "O ne ya?" derdim. Benim işim gücüm top oynamaktı. Erkeklerle birlikte erkek gibi büyüdüm. Babam silahlı oyuncakları yasaklamıştı, ben gidip abimden alırdım.

'Kayıp' adlı bir kısa film çektiniz. O nasıl bir projeydi?

Bir kadının; 25, 40, 55, 70 olmak üzere birkaç farklı yaş dönemini canlandırıyorum. Yüzüme çok uzun süren plastik makyajlar yapıldı. Zor bir deneyimdi benim için. En yaşlı halimi oynadığım günkü makyajımın yapılması yedi saat sürdü.

ALTAN'IN GERÇEK HALİNİ GÖREN ÇOK AZ İNSAN VAR

Engin Altan Düzyatan ile uzun zamandır birlikte yaşamanıza rağmen hâlâ gözleri parlayan bir çift olmayı nasıl başarıyorsunuz?


Biz 'Her şeyi birlikte yapmalıyız' gibi birbirini kısıtlayan çiftlerden değiliz. İkimizin de hem kadın, hem erkek çok arkadaşımız var. Altan "Ben çocuklarla rakı içmeye gidiyorum" diyebilir ya da ben "Kızlarla Londra'ya gidiyorum" diyebilirim. "Birini tanımak istiyorsanız ona yetki verin" diye bir laf vardır ya; biz birbirimize o yetkiyi verdik ve sınırlarımızı yaşayarak gördük. Artık birbirimizin limitlerini iyi bilen, iki farklı hayatı paralel bir şekilde yaşayıp hayatın zorluklarını, mutluluklarını paylaşan, güzel ve uyumlu bir çiftiz.

HARİKA BİR HİS

En son ne zaman harika bir insanla beraber olduğunuzu hissettiniz?

Dışarıdan çok mesafeli, soğuk, egolu görünen, öyle zannedilen biri. Onun gerçek halini gören çok az insan var. Onlardan biri olmak bile harika bir his.

Size de, ilk tanıştığınızda cool ve mesafeli miydi?
Evet tabii, mesafeliydi. Zaten kim olduğunu da bilmiyordum. "Selam ben Engin Altan" dedi. Ben de "Ben Özge. Soyadımızı da mı söylememiz gerekiyor?" dedim. O da "Altan benim ikinci adım" dedi. Böyle bir tanışmaydı.

8.5 PUANLIK BİR SEVGİLİYİM BENCE!

Yaşlanma korkunuz var mı?


Yaşlanma korkum yok ama yaşlandığımda yalnız kalma korkum var! Kendine bakamayacak duruma gelmek, muhtaç olmak... Bunlar beni endişelendiriyor. Yoksa güzelliğe, çirkinliğe çok takılan biri değilim. İnsan ne kadar mutluysa, o kadar güzeldir bence.

Yeni bir projeye dahil olmayı bekleyeceğiniz bu sürede ne yapacaksınız?
'İspanyolca'ya mı başlasam, yoksa gardırobumu mu düzenlesem?' diye planlar yapacağım. Sonra yeni bir proje gelecek ve üç ay çeşitli planlar kurgulayıp hiçbirini yapmadığımı göreceğim. Zaman planlamasını çok iyi yapabilen biri değilim, 10 şey yapmayı planladığımda ancak üç tanesine yetişebiliyorum.

İşkolik misiniz?


Değilim ama işi seviyorsam dört elle sarılıyorum. Sevmiyorsam da profesyonel seviyede yapıyorum. Kaygımı katmıyorum içine.

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Magazin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Yaptğınız için Teşekürler